Hypatia'nın Araştırmacı Ruhu

Araştırmacı bir insanın yazıları

7 Aralık 2011 Çarşamba

Kitaplardan İnciler (Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği)




"Ebedi Dönüş düşüncesinde gizemli bir yan vardır ve Nietzsche öteki düşünürleri sık sık şaşırtmıştır bu düşüncesiyle;düşünün bir kere, her şey tıpkı ilk yaşandığı biçimiyle yineleniyor ve yinelenmenin kendisi de sonsuza kadar koşuluyla yineleniyor! Ne  anlama gelir bu çılgın mitos?"

"Yaşamlarımızın her saniyesi sonsuz kere yineleniyorsa, İsa'nın çarmıha çivili olduğu gibi bizde sonsuzluğa çivilenmişiz demektir.Bu , insanı dehşete düşürecek bir olasılık.Sonsuza Kadar Yinelenme dünyasında her attığımız adıma dayanılmaz bir sorumluluğun ağırlığı gelir çöker.İşte Nietzsche, Sonsuza Kadar Yinelenme düşüncesine bunun için yüklerin en ağırı demiştir.

Sonsuza Kadar Yinelenme düşüncesi yüklerin en ağırıysa, bizim yaşamlarımız bu ağırlığın karşısında göz kamaştırıcı bir hafiflik içinde belirmektedir.

Peki, ağırlık gerçekten nefret edilesi, hafiflik de göz kamaştırıcı mıdır?

Yüklerin en ağırı ezer bizi, onun altında çökeriz, bizi yere yapıştırır bu ağırlık.Öte yandan her çağda yazılmış aşk şiirlerinde, kadın erkeğin bedeninin altında ezilmeyi özler.O halde yüklerin en ağırı aynı zamanda yaşamın sağladığı en şiddetli doyumun da imgesidir.Yük ne kadar ağır olursa , yaşamlarımız o denli yaklaşır yeryüzüne, daha gerçek daha içten olur.

İşi tersten alırsak, bir yükten mutlak biçimde yoksun olmak insanoğlunu havadan daha hafif kılar; göklere doğru kanat açar insan, bu dünyadan ve dünyasal varlığından ayrılır, yalnızca yarı yarıya gerçek olur, devinimleri önemsizleştiği ölçüde özgürleşir."


"Ne istediğini bilememenin aslında son derece doğal olduğunu anlayıncaya kadar kızdı kendine.Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle ne istediğimizi bilemeyiz."

"Çok sayıda kadının peşinde koşan erkekleri rahatlıkla iki kategoriye ayırabiliriz.Bazıları bütün kadınlarda kendi öznel ve değişmez kadın düşlerinin gerçekleşmesini beklerler.Ötekiler ise nesnel kadın dünyasının sonsuz çeşitliliğini ele geçirme isteği ile davranırlar.

Birincilerin saplantısı 'lirik'tir; kadınlarda aradıkları şey kendileri, kendi idealleridir ve bir ideal tanımsal olarak hiçbir zaman bulunamayacak bir şey olduğuna göre, tekrar tekrar hayal kırıklığına uğrarlar.Onları kadından kadına sürükleyen şey , kararsızlıklarına bir tür özür sağlar, öyle ki birçok duygusal kadın onların bu gemi azıya almış çapkınlıklarında dokunaklı bir yan bulur.

İkincilerin saplantısı 'epik'tir ve kadınlar bunda en ufak bir dokunaklı yan görmezler; erkek, kadınlara öznel bir ideal yansıtmaz ve onun için her şey ilginç olduğundan, hiçbir şey hayal kırıklığına uğratmaz.Bu hayal kırıklılığına uğramama özelliğinde rezilce bir yan vardır.Epik çapkının saplantısında kefaret yanının (hayal kırıklığı yoluyla ödenen kefaret) eksik olması insanların gözüne batar.

Lirik çapkın hep aynı tip kadının peşinden koştuğu için, bir sevgiliyi ötekinden ayıranın ne olduğunu görmeyiz bile.Bilginin peşinde olan epik çapkınlar ise çarçabuk bıktıkları alışılmış kadın güzelliğinden yüz çevirirler ve kaçınılmaz olarak birer garabet koleksiyoncusu olup çıkarlar."

"Aşırı uçlar, ardında yaşamın sona erdiği sınırlar demektir ve sanatta da politikada da, aşırılığa duyulan tutku, ölüme duyulan örtük bir özlemdir aslında."



Milan Kundera-Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği


6 yorum:

Bu kitabi uzun yillar once okumustum ama acikcasi iliskilerin 'karmasikligi' biraz rahatsiz ediciydi benim icin... Bir de sadece agirlik veya hafiflik arasinda bir secim ideal olmayacaktir diye dusunuyorum..:)
 
Eren;
Farklı düşünceler zenginliktir.
Bana da baştan Tomas ve Tereza'nın ilişkileri karmaşık gelse de sonradan anladım yazarın anlatmak istediğini...Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği derken hem olumlu anlamda hemde olumsuz anlamda hayata bakış açısını yansıtıyor...Aradan yıllar geçmiş...ben bu kitabı lise döneminde okusaydım herhalde benim için bir şey ifade etmezdi.İnsanın bazı kitapları hangi yaşlarda okuduğu da önemli...değer verip yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim..sevgiler :)
 
bende kitabı lise yıllarında okumuştum .sonra ki yıllarda filmini de seyrettim. .Daniel Day Lewisin usta oyunculuğu ve Juliette Binoche nin naif güzelliği ile karakterlerin , bakışların,mimiklerin , çekimlerin etkileyiciliğinin yüksek olması hernekadar film romanından biraz farklı olsa da yine de insanı aynı etkiliyor.
 
inanılmaz iyi bi kitap bu.
filmi de inanılmaz iyi.
:)))
 
Pelinpembesi-buket;
Filmi izlemedim ama yakın zamanda izleyeceğim sanırım....yazarın ve yönetmenin bakış açıları farklı olunca filmlere de yansıyor bu durum...şimdiye kadar kitabının aynısını yansıtan bir film görmedim ben..ilginize teşekkür ederim :)
 
Deeptone;
Kesinlikle kitap çok iyi Milan Kundera'nın anlatımı,çıkarımları çok iyi..filmide izleyeceğim yakında... =)
 

Yorum Gönder