Hypatia'nın Araştırmacı Ruhu

Araştırmacı bir insanın yazıları

3 Ocak 2012 Salı

Kitaplardan İnciler (Momo)


"Beppo sokağı süpürürken yavaş. ama belli bir tempo ile çalışırdı. Her adımda bir nefes alır; her nefeste bir süpürge sallardı.
Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Böyle sürüp giderdi. Arada bir durur ve önüne bakarak düşünürdü. Sonra tekrar bir adım - bir nefes - bir süpürge.
Bak Momo derdi, ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüne upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor.
O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan.
Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun.
Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hala upuzun bir şekilde seni bekliyor.
İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı.
Bir de bakarsın ki adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan.
Önemli olan da budur."


" ...dünyayı kendi görüşleri doğrultusunda değiştirmek isteyen ve "Kızıl" diye anılan zalim Despot Marksentius Kommunus'u bilmeyen yoktur. Ama o ne yaparsa yapsın, insanlar oldukları gibi kaldılar, değişmediler...Çılgınlık bu ya, Marksentius Kommunus'un aklına da dünyayı kendi haline bırakıp yepyeni bir dünya kurma fikri takıldı.

Dünya büyüklüğünde; evleri, ağaçları, akarsuları yerli yerine konmuş ve eski dünyanın tıpkısı olacak bir küre yapılmasını emretti.
...
Önce destek yapıldı, sonra dünya büyüklüğünde kocaman bir küre. Kürenin yapımı bittiğinde eski dünyanın üstünde ne varsa taklit edildi.

Elbette bunun için pek çok malzeme gerekliydi ve bunu dünyadan almaktan başka çare yoktu. Böylece bir dünya büyüdükçe diğer dünya küçüldü.

En sonunda, bitmesi için dünyadan son taş da alınınca, yeni dünya eskisinin tıpkısı oldu. Tüm insanlar da oraya taşındı. Fakat Marksentius Kommunus bütün bu uğraşlara karşın her şeyin eskisi gibi kaldığını görünce, harmanisini başına örttü ve çekip gitti. Nereye mi? İşte bunu kimse öğrenemedi."

"Prenses Momo'nun kocaman, yuvarlak ve som gümüşten bir sihirli aynası varmış. Onu her gün, her gece dünyanın üzerinde gezmeye gönderirmiş. Ayna ülkelerin, denizlerin, kentlerin, tarlaların üzerinde uçup durduğu halde onu görenler hiç şaşırmaz, yalnızca "İşte Ay!" derlermiş.

Ayna geldiği zaman, güzel, çirkin, sıkıcı, artık önüne ne geldiyse hepsini Prensesin önüne döker, o da hoşuna gidenleri alır, gitmeyenleri dereye atıverirmiş. Hayaller de yeryüzünün akarsularında yüzerek geldikleri yerlere dönerlermiş hemen. İşte bu yüzden ne zaman bir suyun yüzüne baksak, onda kendi hayalimizi görürüz."


"Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır zamandır.Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır, ama bunlar hiçbir şey ifade etmez.Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken,bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider.Çünkü zaman,yaşamın kendisidir.Ve yaşamın yeri yürektir."

" ...nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insan yüreğide zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanamayan zaman da öyle boşuna gider, kaybolur. Ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır nice yürekler vardır.

'Ya kalbim bir gün artık çarpmazsa" diye sordu Momo.
'O vakit senin için zaman biter, çocuğum" diye cevap verdi Hora Usta.' "


"Görüyorsun ya," diyerek acı acı güldü Gigi, "bak, ne hale geldim. İstesem bile artık geri dönemem. Artık geçti. Gigi hep aynı Gigi'dir derdim. Hatırlıyor musun? Ama Gigi aynı kalamadı. Sana şunu söyleyeyim Momo, hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir. Hele benimki gibi olursa! Artık hayal edecek hiçbir şeyim kalmadı. Sizlere dönsem bile artık orada hiçbir işe yaramam. Her şeyden bıktım ben."

Kitaptan güzel bir bilmece;


"Üç kardeşler otururlar bir evde
Hiç benzemez birbirine üçü de.
Sen onları ayırt edeyim derken,
Dönüşürler çabucak birbirlerine.
Birincisi evde yoktur, gelecek.
İkincisi çıkmış gitmiş, dönmeyecek.
Üçünden en küçüğü evdedir.
O olmazsa her ikisi ne edecek?
Bildiğimiz sadece üçüncüdür.
Çünkü birinci ikinciye dönüşmüştür.
Sen tam onu görüyorum derken,
Bakarsın ki,kardeşi görünmüştür.
Söyle şimdi:Üçü tek bir kişi mi?
Yoksa iki veya hiçbir kişi mi?
Adlarını bana sayabilirsin.
Üç kudretli hükümdarı bilirsin,
Bir ülkeye üçü birden hükmeder.
Ülkeyle bütünleşip bir eder."


Michael Ende-Momo


6 yorum:

"O olmazsa her ikisi ne edecek?"
bayıldım buna!
 
Mia Wallace;
Çok zekice değil mi :)
 
Blogunda okuduğun kitapları tanıtman çok hoşuma gidiyor.Hatta okumadığım varsa aralarında okuma listeme alıyorum. :)
Momo'yu da okuyacağım. :)
 
Simgee;
Değer verip okuduğun için teşekkür ederim :)
Kendi cümlelerimle öznel bir şekilde anlatacağıma...okumayı düşünen kişilere, içerisinden alıntılar yaparak nesnel bir şekilde tanıtmayı tercih ediyorum...böylece benim yazdıklarımdan değil kitabın kendisinden etkilenip , etkilenmediklerine karar verebiliyorlar...birde kendime güzel bir arşiv yaptığımı düşünüyorum...Momo çok sevdiğim kitaplardan biridir...masalımsı bir tarzı var :)
 
çook güzel bir kitap bu.
ne güzel bişi yapıyorsun biliyo musun.
konular, alıntılar.
bir dosya oluyor.
:)
 
Deeptone;
Evet çok güzel bir kitap...favorilerimdendir :)
Arada yaptığım alıntılar arasında dolaşmak,onları tekrar okumak rahatlatıyor,mutlu ediyor beni :) Yakın zamanda Bitmeyecek Öykü'ye başlayacağım...sanırım sen okumuşsundur :)
 

Yorum Gönder