Yatak aslında bir mezar mıdır?
Kimimiz için belki de yatak bir mezar,geçici ölüm demek.Uyumak belki de yarı ölümdür.Bu nedenle sorunlardan kaçmak için uyumak en çok başvurulan bir savunma mekanizmasıdır.İnsan hayattan kaçar yatağına sığınır ve anne rahmindeki bebek misali kıvrılarak ağlar.Onun için tek kaçış yolu geldiği yere geri gitme arzusu ya da geçici ölüm duygusunun tadına varmaktır.
İnsan yalnız kaldığında,kendini kötü hissettiğinde neden hemen yatağına
sığınır?
Neden birçok yerde rahat bir şekilde ağlayamaz içini dökemez
iken yatağına yattığında bütün duyguları akıverir?
Kimimiz için belki de yatak bir mezar,geçici ölüm demek.Uyumak belki de yarı ölümdür.Bu nedenle sorunlardan kaçmak için uyumak en çok başvurulan bir savunma mekanizmasıdır.İnsan hayattan kaçar yatağına sığınır ve anne rahmindeki bebek misali kıvrılarak ağlar.Onun için tek kaçış yolu geldiği yere geri gitme arzusu ya da geçici ölüm duygusunun tadına varmaktır.
Peki ne kadar süre böyle yarıyaşayabilir insan?
Sanırım hissetmeyi yitirip hayatını otomatik pilota
alabilinceye kadar devam eder insan. Hayatın otomatik pilotu nedir peki? Ev ve
iş arasında mekik dokuyup,sadece fizyolojik ihtiyaçlarını gidermesi,insanlar
arası hatta insanın kendisi ile iletişim kurmayı unutması, düşünmeden bir bitki
gibi yaşaması bu süreci tam olarak ifade eden cümle olsa gerek.
Peki bu bitki durumundan nasıl çıkabiliriz bu insancığı? Bir
amaç, bir miktar yaşama sevinci ve hala umudun var olduğunu inandırarak sanırım.
Çevremizde bu bitki durumunda yaşayan ama bizim farkedemediğimiz onlarca insan yaşamakta.Biz onları fark edemediğimizde bizim onlardan ne farkımız kalıyor?Burada devreye bakmak ile görmek arasındaki ince çizgi giriyor sanırım.Siz herkes gibi bakmak mı,yoksa farkındalığı olan gören bir insan mı olmayı tercih edersiniz?
İnsanlar çok konuşkan bir insan olduğum için genelde pazarlamacı olmam gerektiğini söyler dururlar. Sanırım belli bir pazarlamacılık bölümünde uzmanlaşabilirim,birçoğumuz da uzmanlaşabiliriz.Bu uzmanlık dalına ben “Umut Pazarlamacılığı” diyorum.Sermayeniz mutluluğunuz ve ödemenizde insanlara iyilik yaptığınızı bilmek oluyor.
Çevremizde bu bitki durumunda yaşayan ama bizim farkedemediğimiz onlarca insan yaşamakta.Biz onları fark edemediğimizde bizim onlardan ne farkımız kalıyor?Burada devreye bakmak ile görmek arasındaki ince çizgi giriyor sanırım.Siz herkes gibi bakmak mı,yoksa farkındalığı olan gören bir insan mı olmayı tercih edersiniz?
İnsanlar çok konuşkan bir insan olduğum için genelde pazarlamacı olmam gerektiğini söyler dururlar. Sanırım belli bir pazarlamacılık bölümünde uzmanlaşabilirim,birçoğumuz da uzmanlaşabiliriz.Bu uzmanlık dalına ben “Umut Pazarlamacılığı” diyorum.Sermayeniz mutluluğunuz ve ödemenizde insanlara iyilik yaptığınızı bilmek oluyor.
Herhangi bir üniversite yerleştirme sınavına girmeden Hayat
Üniversitesinde “Umut Pazarlamacılığı” bölümüne hepinizin yerleşmesi dileği ile…yeniden
merhaba =))
Görsel:Deviantart (Mathiole)
Görsel:Deviantart (Mathiole)
6 yorum:
Bir de, Liebster Blog Ödülü'nüz var. :) İlgilenirseniz eğer, şöyle buyrun lütfen:
http://hayalperestindusleri.blogspot.com/2013/04/bir-odulum-var-artk.html
Teşekkür ederim yorumunuz için...paylaş butonunu düşüneceğim :)
Bir süredir rahatsızdım :( Bu nedenle internete bilgisayara ara vermiştim şimdi geri döndüm =))
Bende sizleri ve yazı yazmayı özlemişim....
Teşekkür ederim yorumun için...yazıyı en kısa sürede yazmaya çalışacağım =))
Yorum Gönder