" Yalnız, maçı pek izlemiyordum. Orada öyle takılmamın nedeni; kendimce bir çeşit veda duygusu yaşamaya çalışmamdı. Birçok okuldan, birçok yerden ayrıldım, ayrıldığımı anlayamadım. Bundan nefret ediyorum. Ayrılışlarım acıklı, hatta kötü olabilir, ama bir yerden artık ayrılıyorsam bunu anlamak istiyorum. Bunu anlamadığınız zaman kendinizi daha kötü hissediyorsunuz. "
"Öğretmen: Hayat, tabii ki bir oyundur, evladım.Hayat,kurallara göre oynanması gereken bir oyundur.
Holden: Evet, efendim.Öyledir, biliyorum.
(Oyunmuş.Oyun öyle mi?Tüm asların bulunduğu takımdaysan , oyun o zaman tamam; kabul ederim.Ya öteki takımdaysan, as oyuncu filan yoksa,oyunla ilgisi kalır mı bunun?Hiç yani.Yok oyun moyun."
"Bir öğretmen kafasına bir şeye taktıysa, onu durduramazsınız.İlle de yapar yapacağını."
" Birileri bana yaşıma uygun davranmam gerektiğini söylediğinde canım sıkılır. Bazen yaşıma göre olgun davrandığım da olur -ciddi söylüyorum- ama buna kimse dikkat etmez. İnsanlar hiçbir şeye dikkat etmiyorlar zaten. "
" Benim derdimde bu işte; bir şeyim kaybolunca hiç umursamıyorum; küçükken annem buna çok kızardı. Bazı herifler kaybettikleri bir şeyin peşinde günlerce koştururlar. Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç. "
" Ama o müzedeki en iyi şey, her şeyin yerli yerinde kalmasıydı. Hiç kimse kıpırdamazdı yerinden. Oraya yüz bin kez gidebilirdiniz, o Eskimo hâlâ daha yeni iki balık tutmuş olur, kuşlar hâlâ güneye uçar, geyikler o narin bacakları üstünde o pınardan su içer ve göğüsleri görünen o Kızılderili kadın battaniyesini dokurdu. Kimse değişmezdi. Değişen tek şey siz olurdunuz. Çok büyümüş olmanız filan değil demek istediğim. Tam olarak o değil yani. Yalnızca değişmiş olurdunuz. Bu kez sırtınızda bir palto olurdu. Ya da, son gelişinizde sıradaki eşiniz kızıl çıkarırdı ve yeni bir eşiniz olurdu. Veya, Bayan Aigletinger'ın yerine başka biri getirirdi sizi. Veya, o gün banyoda annenizle babanız felaket bir kavgaya tutuşmuş olurdu. Veya, üstünde gökkuşağı renkleri oluşan bir su birikintisi görmüş olurdunuz. Diyeceğim, değişik bîr şey olurdu sizde; demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Anlatabilsem de, anlatmayı isteyeceğimden pek emin değilim. "
"Olgunlaşmamış insanın özelliği,bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir,olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir."
Çavdar Tarlasında Çocuklar-J.D. Salinger
4 yorum:
bu kitabı o kadar uzun zamandır okumak istiyorum ki.ne kadar güzel cümleler var kitapta.
Biliyor musun?
Çavdar tarlasında çocuklar bir çok süikastçinin, olay sonrası üzerinde bulunan bir kitap olarak kalmış akıllarda. Şunlarmış:
Mark David Chapman - John Lennon'ı öldürmüş (chapter 27 filminde bahsediyor açıklayıcı bir biçimde)
Lee Harvey Oswald - John F. Kennedy'ye süikast düzenlemiş
Mehmet Ali Ağca - Papa'ya süikast düzenlemiş
John Warnock Hinckley, Jr. - Ronald Reagan'a süikast düzenlemiş.
Bir ergenin gözünden hayata bakış...farklı bir kitaptı...güzeldi..sonunu sevdim :)
iki çevirisi var.
bu isim doğru isim.
ama bi de gönülçelen baskısı var.
o isim de çok güzel.
heeey salingerin tüm kitapları iyi.
:)
öleli çok olmadı.
çok ketumdu.
:)
Evet internette araştırma yaparken denk geldi...Gönülçelen çevirisi,yanlış hatırlamıyorsam Fransızcadan çevrildiği için ismi öyleymiş...Salinger popüler olmayı sevmiyormuş sanırım...Hayatını inceledikten sonra sanki bu eserinde birazda kendi ergenliğine değinmiş gibi geldi bana...tabi ayrıntılı biyografisini incelemek bize bu konuda daha sağlıklı bilgiler verir...diğer kitapları da listemde...yavaş yavaş ilerliyorum :)
Yorum Gönder